Düğün organizasyonunun belki de "son patronu" (final boss) ile tanışın: Oturma planı. Davetli listenizi binbir zorlukla son haline getirdikten sonra, şimdi o isimleri masalara yerleştirme sanatı başlıyor. Bu, basit bir yerleştirme işi değildir; bu, duyguların, aile politikalarının, lojistiğin ve beklentilerin iç içe geçtiği karmaşık bir bulmacadır. "X halam, Y teyzemle konuşmuyor", "Boşanmış ebeveynlerimi nasıl oturtacağım?", "Bekar arkadaşlarım sıkılır mı?"... Bu endişeler, en mutlu gününüzün planlamasını bir kabusa çevirebilir. Ancak korkmayın. Stres yaratmayan yöntem, duygusal değil, sistematik ilerlemektir. İşte size bu bulmacayı adım adım nasıl çözeceğinizi gösteren bir rehber.
Birçok çift, "Misafirlerimiz istedikleri yere otursun, daha samimi olur" diyerek bu adımı atlamak ister. Bu, özellikle 100 kişinin üzerindeki yemekli düğünler için felaketle sonuçlanabilecek bir hatadır. Bir planınızın olması, kaosu önler.
Bir oturma planınız olmadığında, ilk gelen misafirler en güzel masaları kapar. Sonuç? Gelinin ve damadın anne-babası, pistten en uzakta, belki de servis alanının yanında bir masada kalabilir. Çiftler bir arada oturamaz, aileler bölünür. Bir plan yapmak, en azından en yakınlarınızın (VIP misafirler) olması gereken yerde, konforlu bir şekilde ağırlandığından emin olmanızı sağlar.
Oturma planı, sadece kimin nerede oturacağı değil, kimin kiminle OTURMAYACAĞINI da belirler. Bu, sizin proaktif aile krizi yönetim aracınızdır. Birbiriyle konuşmayan akrabaları veya boşanmış ebeveynleri diplomatik bir mesafede tutmanın tek yolu, yerlerini sizin önceden belirlemenizdir. Aksi takdirde, bu gerginlik kaçınılmaz olarak düğününüze yansıyacaktır.
Misafir deneyimi her şeydir. Genç, enerjik arkadaş grubunuz pistin ve barın hemen yanında olmak isterken, yaşlı akrabalarınız gecenin ilerleyen saatlerinde sohbet edebilecekleri, hoparlörlerden uzak, daha sessiz bir masa arayacaktır. Çocuklu aileleri ise tuvaletlere veya çıkışa yakın bir yere yerleştirmek, onların gece boyunca daha rahat hareket etmelerini sağlar.
Tamam, plan yapmanın zorunlu olduğu konusunda anlaştık. Şimdi bunu bir baş ağrısı olmaktan çıkarıp, metodik bir işe dönüştürelim.
Tahminlerle plan yapamazsınız. Düğüne 2-3 hafta kala, katılım durumunu (LCV) teyit etmeyen herkesi bizzat arayın ve kesin cevabınızı alın. Elinizde net bir "GELİYOR" listesi ve bu listenin içinde kaç yetişkin, kaç çocuk olduğu yazmalı. Bu liste, sizin anayasanızdır. Bu sayı kilitlenmeden bir sonraki adıma geçmeyin.
Size en uygun yöntemi seçin. Bazıları için dijital araçlar, bazıları için fiziksel olarak görmek daha kolaydır. Analog Yöntem: Düğün mekanınızdan salonun yerleşim planını (floor plan) alın. Masaların şekline (yuvarlak, dikdörtgen) göre kağıtlar kesin ve misafirlerinizin adını küçük post-it'lere yazın. Bu post-it'leri masalar arasında fiziksel olarak hareket ettirmek, kimin nerede olduğunu görmenizi sağlar. Dijital Yöntem: Çoğu düğün planlama sitesi artık "sürükle-bırak" oturma planı araçları sunuyor. Veya basit bir Excel tablosu oluşturarak her sekmeye bir "Masa Numarası" verip isimleri altına yazabilirsiniz. Dijitalin avantajı, değişiklik yapmanın çok kolay olmasıdır.
İşte en önemli strateji budur: İnsanları teker teker yerleştirmeye çalışmayın. Önce misafir listenizi "ilişki gruplarına" ayırın. Örneğin: "Gelinin Çekirdek Ailesi", "Damadın Çekirdek Ailesi", "Gelinin Akrabaları", "Damadın Akrabaları", "Gelinin Lise Arkadaşları", "Damadın Üniversite Arkadaşları", "İş Arkadaşları", "Aile Dostları" vb. Artık elinizde 150 tekil isim değil, yerleştirmeniz gereken 10-15 grup var.
Yerleşime kendinizden ve en yakınlarınızdan başlayın. Gelin ve damat olarak nerede oturacaksınız? Sadece ikiniz (Sweetheart Table) mi, yoksa ailelerinizle veya nedime/sağdıçlarınızla uzun bir "Ana Masa"da mı? Ana masayı belirledikten sonra, salonun en iyi konumdaki, piste ve size en yakın masalarını "VIP Masalar" olarak ayırın. Bu masalar "Gelinin Çekirdek Ailesi" ve "Damadın Çekirdek Ailesi" grupları içindir.
VIP masalar dolduktan sonra, kalan gruplarınızı (Lise arkadaşları, Akrabalar vb.) kalan masalara atayın. İnsanların tanıdıklarıyla oturmak isteyeceğini unutmayın. Bir masayı tamamen birbirini tanımayan insanlarla doldurmak felaket olabilir. Stratejiniz, her masayı en az %70-80 oranında birbiriyle bağlantılı gruplardan oluşturmaktır. Birbiriyle anlaşamayan iki grubu (örn: gelinin ve damadın çok farklı siyasi görüşteki akrabaları) yan yana masalara KOYMAYIN. Aralarına "tampon" olarak arkadaş grubu gibi daha nötr bir masa koyun.
Her planlamada olduğu gibi, bazı standart sorunlar karşınıza çıkacaktır. İşte bu zorlu senaryolar için soğukkanlı çözümler:
Bu, en klasik aile krizidir. Çözüm "eşitlik" ve "mesafe"dir. Boşanmış ebeveynlerinizi ASLA aynı masaya oturtmayın (araları ne kadar iyi olursa olsun, bu onların değil, sizin gününüz). İkisine de eşit statüde (örn: ana masaya eşit uzaklıkta) iki ayrı VIP masa verin. Anneler masasına annenin yeni eşini ve kendi ailesini (teyze, dayı vb.), babalar masasına babanın yeni eşini ve kendi ailesini (hala, amca vb.) yerleştirin. Bu, herkese saygı duyduğunuzu ve kimseyi ayırmadığınızı gösteren en adil yoldur.
Kesinlikle hayır. Bu, 90'larda kalmış ve insanları utandıran bir uygulamadır. Kimse "Ben bekarım" etiketiyle bir masada oturmak istemez. Bunun yerine, yalnız gelen (bekar veya eşi gelemeyen) misafirlerinizi, tanıdığınız en konuşkan, en sıcakkanlı ve ortak ilgi alanlarına sahip olabilecekleri arkadaş gruplarınızın olduğu masalara "serpiştirin". Bu, onların dışlanmış hissetmek yerine, yeni insanlarla tanışıp kaynaşmasını sağlar.
Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, son gün hasta olan veya gelemeyenler olacaktır. Bu durumu düğün günü stresi haline getirmeyin. Eğer bir masadan 1-2 kişi eksilirse, bırakın o masa biraz ferah kalsın. Eğer 4-5 kişilik bir grup iptal olursa, o masayı tamamen iptal edip, kalan misafirleri diğer masalardaki boşluklara kaydırmak için "Günün Sorumlusu" olarak atadığınız arkadaşınıza veya organizatörünüze güvenin. Sizin o gün bunlarla ilgilenmemeniz gerekiyor.
Tüm bu emeğinizin misafirler tarafından kolayca anlaşılması gerekir. Mekan girişine koyacağınız yönlendirme panosu, kaos ile düzen arasındaki son çizgidir.
Misafirleriniz salona girdiğinde, dev bir yönlendirme panosu görmelidir. En büyük hata, bu panoyu "Masa Numarasına" göre (Masa 1: Ali, Veli... Masa 2: Ayşe...) yapmaktır. Kimse masa numarasını bilmez! Doğru yöntem, listeyi "SOYADINA GÖRE ALFABETİK" olarak hazırlamaktır. (Kaya, Ali: Masa 5 ... Yılmaz, Veli: Masa 12). Böylece her misafir yüzlerce isim arasında kendi adını saniyeler içinde bulabilir.
Yönlendirme panosu misafiri masaya getirir. Masaya geldiklerinde nereye oturacaklar? Daha samimi ve küçük düğünlerde sadece masa numarası yeterlidir; misafirler o masa içinde dilediği sandalyeyi seçer. Ancak daha resmi, protokolün olduğu veya +200 kişilik düğünlerde, her tabağın önüne misafirin adının yazdığı küçük "isimlik kartları" koymak, son dakika karmaşasını da engelleyerek en pürüzsüz deneyimi sağlar.
Oturma planı, şüphesiz düğün planlamasının en meşakkatli işlerinden biridir. Ancak bu detaylı planlama, o büyük gün geldiğinde sizin hiçbir lojistik sorunu düşünmeden sadece anın tadını çıkarmanızı, sevdiklerinizle dans etmenizi ve "Evet" demenin mutluluğunu yaşamanızı sağlar. Günün sonunda, tüm bu planlar o gece içindir, geçicidir.
Kalıcı olan ise, tüm bu özenle planlanmış gecenin odak noktası olan yemininizdir. Hoşhanlı Kuyumculuk olarak, o unutulmaz "Evet" anını simgeleyen pırlanta tektaşınızı ve bir ömür boyu sürecek bağlılığınızın imzası olan alyansınızı sunmak için buradayız. Bırakın masalar ve sandalyeler o gecelik yerlerinde kalsın; sizin aşkınızın sembolleri, Hoşhanlı ışıltısıyla bir ömür boyu en doğru yerde, parmağınızda olacak.