Düğün gününüzden yıllar sonra geriye dönüp baktığınızda, misafirlerinizin aklında üç şey kalır: Ne kadar eğlendikleri, ne kadar duygulandıkları ve yemeklerin ne kadar lezzetli (veya kötü) olduğu. Kötü bir yemek, en şık düğün mekanını ve en harika eğlenceyi bile gölgede bırakabilir. Yemekli bir düğün planlıyorsanız, menü seçimi, misafir memnuniyetinin anahtarıdır ve bu, "et mi, tavuk mu?" sorusundan çok daha derin bir planlama gerektirir. İşte kusursuz bir düğün menüsü oluşturmanız için bilmeniz gereken altın öneriler.
Daha lezzetleri tatmaya başlamadan önce, menünüzün çerçevesini çizecek olan temel kararları vermelisiniz. Bu kararlar, seçeneklerinizi filtreleyecek ve sizi doğru yola sokacaktır.
Menü, düğün bütçenizin en büyük kalemlerinden biridir. Kişi başı menü maliyetini net bir şekilde belirleyin ve bu sınırın dışına çıkmamaya çalışın. Ayrıca, anlaştığınız mekanın kendi catering hizmeti mi (in-house) var, yoksa dışarıdan bir catering firmasıyla (outside catering) mı çalışmanıza izin veriyor? Mekanın kendi mutfağı varsa, menü esnekliğiniz daha az olabilir; ancak dışarıdan bir firma ile çalışmak, daha fazla seçenek ama daha fazla lojistik sorumluluk demektir.
Menünüz, düğününüzün konseptiyle aynı dili konuşmalıdır. Rustik bir kır düğünü planlıyorsanız, sofistike ve ağır Fransız mutfağı yerine, şık bir barbekü konsepti, odun fırınından lezzetler veya "çiftlikten masaya" taze ürünler daha uygun olacaktır. Aksine, görkemli bir otel balosu planlıyorsanız, misafirler porselen tabaklarda sunulan, sanatsal ve sofistike bir tabak servisi (plated service) bekleyecektir.
Bu seçim, gecenin tüm akışını ve samimiyet düzeyini etkiler. En yaygın üç seçenek vardır: Tabak Servisi: En resmî ve geleneksel yöntemdir. Her misafire aynı anda, garsonlar tarafından önceden belirlenmiş menü servis edilir. Porsiyon kontrolü ve maliyet kontrolü sağlar, ancak seçenek sunmaz. Açık Büfe: Misafirlere bol seçenek sunan, daha samimi ve sosyal bir ortam yaratır. Ancak uzun kuyruklar oluşabilir ve yemek israfı (dolayısıyla maliyet) daha yüksek olabilir. Kokteyl Prolonge / İstasyonlar: Gecenin tamamına yayılan, farklı "yemek istasyonları" (örn: makarna istasyonu, suşi barı, pide köşesi) kurulan modern bir yöntemdir. Daha çok parti odaklıdır ve misafirlerin sürekli sosyalleşmesini teşvik eder.
Menü bir bütündür; karşılama anından pastaya kadar her bileşenin birbiriyle uyumlu ve dengeli olması gerekir.
Misafirleriniz tören alanına genellikle aç gelir. Nikah töreni veya sizin girişiniz beklenirken, onlara sunulacak küçük, elde yenebilen (finger food) atıştırmalıklar ve bir "hoş geldiniz" içeceği, açlığı bastırır ve şık bir başlangıç yapar. Klasik yemekli düğünlerde sunulan ordövr tabağı (soğuk başlangıç), gecenin ilk izlenimidir. Taze zeytinyağlılar, kaliteli peynir ve şarküteri ile bu tabağın "sıkıcı" olmasının önüne geçin. Ancak unutmayın, bu bir başlangıç; ana yemeğe yer bırakmalı.
Bu, en klasik menü kararıdır. Kırmızı Et (Bonfile, Antrikot): Genellikle en lüks ve en çok tercih edilen seçenektir. Ancak en büyük riski "pişirme derecesidir". Türkiye'de çoğu misafir "iyi pişmiş" tercih ettiğinden, şefinizle bu beklentiyi net konuşun. Tavuk: En güvenli ve bütçe dostu seçenektir. Ancak "sıkıcı" ve "basit" olma riski taşır. Mutlaka mantar sosu, kremalı ıspanak yatağı veya farklı garnitürlerle zenginleştirilmiş modern bir sunum talep edin. Balık (Levrek, Somon): Özellikle yaz düğünleri veya deniz kenarı mekanlar için harika bir seçenektir. Ancak balık sevmeyen misafir oranının yüksek olabileceğini unutmayın. En Güvenli Yol: Eğer imkanınız varsa, misafirlerinize LCV (katılım) sırasında menü tercihini sormak veya iki ana yemeği (örn: küçük bir porsiyon et ve küçük bir porsiyon tavuk) aynı tabakta sunduğunuz "Duo Plate" seçeneğini değerlendirmektir.
Şeflerin en büyük sırrı budur. Ocak ayında çilekli bir tatlı veya taze domates salatası istemek, hem lezzetsiz (sera ürünü) hem de çok pahalı bir menüye yol açar. Catering firmanıza "Bu mevsimin en taze ve en lezzetli ürünleri neler?" diye sorun. Kışın balkabağı çorbası, kök sebze garnitürleri ve daha ağır soslar; yazın ise taze enginar, hafif zeytinyağlılar ve taze meyveli tatlılar tercih etmek, menünüzün kalitesini zirveye çıkarır.
Kağıt üzerinde harika görünen "Porçini Mantarlı Bonfile" sözü, tabağınıza geldiğinde bir hayal kırıklığı olabilir. Menü tadımı, sizin sigortanız ve kalite kontrol anınızdır.
Tadım gününe asla çok aç veya çok tok gitmeyin; bu, objektifliğinizi kaybettirir. Sadece lezzete değil, porsiyonun büyüklüğüne (doyurucu mu?), sunumun şıklığına (Instagram'a layık mı?) ve yemeğin sıcaklığına odaklanın. Değişiklik istemekten çekinmeyin: "Tuzu biraz fazla", "Garnitürü daha sıcak olmalı", "Sosu daha yoğun olabilir" gibi geri bildirimler, o gün kusursuz bir tabak çıkmasını sağlar.
Bu artık bir lüks değil, bir zorunluluktur. Davetli listenizdeki misafirlerinize (veya bildiğiniz kişilere) özel bir diyet gereksinimi (Vejetaryen, Vegan, Glütensiz, Çölyak, Fındık Alerjisi vb.) olup olmadığını LCV alırken sorun. Catering firmanıza bu "özel" tabakların sayısını ve isimlerini bildirin. Bu misafirler, kendilerini özel ve düşünülmüş hissettiklerinde, düğününüze dair harika anılarla ayrılırlar.
Düğününüzde çocuklu misafirler olacaksa, onlar için yetişkin menüsünün (somon veya antrikot) tam maliyetini ödemek anlamsızdır. Çocuklar bu yemekleri yemez. Onlar için köfte, mini burger, parmak patates, makarna gibi basit ve sevdikleri yiyeceklerden oluşan ayrı bir "çocuk menüsü" oluşturulmasını talep edin. Bu, hem bütçenizi korur hem de çocukların ve ailelerinin mutlu olmasını sağlar.
Menü deneyimi, sadece yemekle bitmez. İçecek akışı ve gecenin tatlı finali de bu bütünün bir parçasıdır.
Alkol servisi, menü maliyetini ikiye katlayabilir. "Limitsiz yerli/yabancı" paketler en pahalı seçenektir. Eğer bütçeniz kısıtlıysa, sadece şarap, bira ve meşrubat içeren bir paket seçmek veya kişi başı 2-3 kadeh ile "limitli" bir servis sunmak akıllıca bir çözümdür. Veya mekanla konuşarak, alkolü dışarıdan getirip sadece "tıpaç bedeli" (servis ücreti) ödemeyi teklif edin.
Çoğu mekan, menüye "maket pasta" kesimini ve misafirlere standart bir porsiyon "kutu pasta" dağıtımını dahil eder. Tadım gününde bu standart pastanın da lezzetini mutlaka kontrol edin. Eğer beğenmezseniz, pastayı dışarıdan, güvendiğiniz bir pastaneden getirmeyi (mekan bunun için ekstra "pasta servis bedeli" talep edebilir) düşünün. Unutmayın, pasta gecenin son lezzetidir ve güzel bir final yapmalıdır.
Yemekli düğün menüsü seçimi, misafirlerinize verdiğiniz değerin ve onlara "Bizimle kutladığınız için teşekkür ederiz" demenin en lezzetli yoludur. Bu, detaylı, özenli ve bolca tadım gerektiren bir süreçtir. Gecenin sonunda tabaklar toplanır, lezzetler damaklarda güzel bir anı olarak kalır ve müzik susar.
Geriye ise, tüm bu güzel anların sebebi olan "Evet"iniz kalır. Hoşhanlı Kuyumculuk olarak, biliyoruz ki bazı lezzetler geçicidir, ancak bazı semboller sonsuzdur. O gece parmağınızda ışıldayan pırlanta tektaşınız, aşkınızın en kalıcı tadıdır. Bir ömür boyu sürecek bağlılığınızı simgeleyen alyansınız ve o geceki ışıltınızı tamamlayan pırlanta setler, bu unutulmaz menünün en değerli parçalarıdır. Aşkınızın lezzetini bir ömür boyu taşımak için sizi Hoşhanlı'ya bekliyoruz.
